İflasın Ertelenmesi

İflasın Ertelenmesi

I- GİRİŞ

İflasın ertelenmesi temel olarak, borca batık durumu gerçekleşen sermaye şirketleri ve kooperatiflerin, mahkemeye sunulan iyileştirme projesi kapsamında, mahkeme tarafından atanacak bir kayyım gözetiminde ve belli bir süre içerisinde, mali durumlarını düzelterek iflastan kurtulmaları için öngörülen hukuki bir müessesedir. İflasın ertelenmesi, esasen hukuk sistemimizde var olan bir kurum olmakla birlikte, 30.07.2003 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı İcra İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde değişiklik yapılmış, 179/a ve 179/b maddeleri Kanun’a dâhil edilmiştir. Bu değişiklikten sonra İflasın Ertelenmesi Kurumu’na başvurular büyük ölçüde artmış ve iflasın ertelemesi daha yaygın bir uygulama alanı bulmaya başlamıştır.

İflasın Ertelenmesi Kurumu’nun temel amacı, mali durumu bozulmuş ve iflası istenmiş bir sermaye şirketi veya kooperatifin, mali durumunun düzelmesi olasılığı bulunuyorsa, gerekli tedbirlerin alınması suretiyle, şirkete toparlanma ve yeniden üretim ve istihdam yaratma imkânı vermektir. İflasın ertelenmesinden faydalanan şirketler için amme alacakları dâhil (vergi, sigorta ve diğer) icra takibi yapılamaz. Ancak alacaklıların haklarının özüne de dokunulmaz. Şirketler, icra ve haciz uygulamalarına karşı korunmaya alınır. İcra ve haciz baskısından kurtulan şirketler sanayi ve ticari faaliyetlerini devam ettirme imkânını yakalamış olurlar.

Diğer taraftan, önemli bir konu olarak, 31.07.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 669 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi’nin “İflasın Ertelenmesi” başlıklı 4. maddesi kapsamında aynen, “Olağanüstü halin devamı süresince, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)(1)’nun 179. maddesi uyarınca sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamaz; bu yönde yapılan talepler mahkemelerce reddedilir.” hususlarına yer verilmiştir. Bu anlamda, anılan Kanun Hükmünde Kararname hükmünden, iflasın ertelenmesi konusunda yapılacak tüm başvuruların, olağanüstü hal süresince yasaklandığı ve bu konuda mahkemelere yapılacak başvuruların reddedileceği anlaşılmıştır.

Yine, 15.07.2016 tarih ve 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’unun 179. maddesinde değişiklik yapılmış, 179/c maddesi ilave edilmiştir.

Bu kez, 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname(2)’nin 10/3. maddesi ile olağanüstü halin ilanından önceki dönemde (21.07.2016 tarihinden önce) yapılan iflasın ertelenmesi talepleri ile ilgili yapılan düzenlemelerde;

- Olağanüstü hal süresince iflasın ertelenmesine karar verilemeyeceği,

- Olağanüstü halin ilanından sonra ve devamı süresince herhangi bir tedbir kararı verilemeyeceği, verilmişse derhal kaldırılacağı,

- Olağanüstü halin ilanından önceki dönemde 2004 sayılı Kanun’un 179/a maddesi uyarınca verilmiş olan tedbir kararlarının, mahkemece ivedilikle ele alınarak, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu iddiasıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133. maddesi uyarınca kayyım atanan veya hakim ortakları ya da yöneticileri hakkında adli soruşturma yürütülen sermaye şirketleri ile kooperatifler lehine verildiği anlaşılan tedbir kararlarının derhal kaldırılacağı

hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede, 21.07.2016 tarihinden önce yapılan iflasın ertelenmesi talepleri bu tarihe kadar sonuçlanmamış ise bu taleplere ilişkin olağanüstü hal süresince iflasın ertelenmesi talebi verilemeyecek, varsa bu konuda verilmiş tedbir kararları kaldırılacaktır.

İflasın ertelenmesi konusuna ilişkin hükümlere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 179, 179/a, 179/b, 179/c, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’unun 376, 377 ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu(3)’nun 63. maddelerinde yer verilmiştir.

Bu kapsamda, yukarıda “İflasın Ertelenmesi” konusunda genel bir açıklama yapılması sonrasında, konuya ilişkin olarak mevzuat kapsamında yapılmış olan düzenlemeler aşağıda ayrıntılı olarak irdelenmiştir.

II- İFLASIN ERTELENMESİ KURUMU’NUN 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NUN İLGİLİ MADDELERİ KAPSAMINDA İNCELENMESİ

A- BORCA BATIK OLMA DURUMU

Borca batık olma kavramı, şirket aktifleri gerçek (olası satış değerleri) değerleriyle değerlemeye tâbi tutulsalar bile, alacaklıların alacaklarını alamamaları, yani şirketin borç ve taahhütlerini karşılayamaması anlamına gelir. Bir şirkette, borca batık olmanın işaretleri varsa, yönetim kurulu hem işletmenin devamı esasına göre hem de aktiflerin olası satış değerleri üzerinden bir ara bilânço düzenler, çıkarılan bilânço şirketin iflâsı için yönetim kurulunun mahkemeye başvurmasına gerek olup olmadığını ortaya koyar. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister.

Diğer taraftan, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyan, borca batıklığı ortadan kaldıracak düzeyde ve süreklilik arz eder nitelikteyse ve yerine getirilmesi güç şartlara bağlanmamışsa ve yine bu beyanın yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış ise iflas istenmez. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur (TTK md. 376/3).

Bu kez çalışmamızda, borca batıklık kapsamında, örnek bir Yargıtay kararına yer verilmiştir. “Davacı, …Menkul Değerler A.Ş.’nin İcra İflas Kanunu’nun 179 ve Türk Ticaret Kanunu’nun 324. maddesine dayanarak iflasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, şirkette aktiflerin pasifleri karşılama oranının 31.12.1998 tarihi itibariyle % 26, 30.04.1999 tarihi itibariyle % 20 olduğu, ıslahın mümkün olmadığı saptanmıştır. Bu durumda davacının borca batık olduğu bilirkişi incelemesi sonucu saptandığından ve ıslahı mümkün olmayan şirketin iflasının ertelenmesi istenemeyeceğinden İcra İflas Kanunu’nun 179 ve Türk Ticaret Kanunu’nun 324. maddesinde öngörülen iflas koşulları gerçekleşmiştir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek davacı şirketin iflasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.”(4)

B- İFLASIN ERTELENMESİ

Türk Ticaret Kanunu’nun 377. maddesinde, yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklının yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceği belirtilmiş olmakla birlikte, maddenin son kısmında, İcra ve İflâs Kanunu’nun 179 ila 179/b hükümlerine gönderme yapılmıştır. Bunun birinci sebebi her iki hükmün birlikte uygulanmasını sağlamak, ikincisi de İcra ve İflâs Kanunu’nda iyileştirme projesi için aranan şartların Türk Ticaret Kanunu için de geçerli olduğunu belirtmektir.

III- İFLASIN ERTELENMESİ KURUMU’NUN 2004 SAYILI İCRA İFLAS KANUNU’NUN İLGİLİ MADDELERİ KAPSAMINDA İNCELENMESİ

A- SERMAYE ŞİRKETLERİ İLE KOOPERATİFLERİN İFLASI VE İFLASIN ERTELENMESİ

Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe gerek olmaksızın bunların iflasına karar verilir.

Diğer taraftan, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini son bir yıldan uzun süre ile şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini talep edebilir.

Yine bu talep kapsamında, ilgili kurumun mahkemeye, ara bilançosunu, borç ve alacaklara ilişkin bilgiler ile faaliyet gösterilen sektör ve stoklara ilişkin listelerini, bilanço ve gelir tablosunu ve ilgili yerin ticaret sicil tasdiknamesini sunması da zorunludur (İİK md. 179).

Bu kez çalışmamızda, iyileştirme projesi kapsamında, örnek bir Yargıtay Kararı’na yer verilmiştir. “Mali durumun iyileştirilmesi imkânının mevcut olup olmadığı somut vakıalara dayanılarak tespit edilmelidir. Belirsiz nitelikteki emareler erteleme kararı verilmesi için yeterli kabul edilemez. … Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iyileştirme projesinin ciddi, inandırıcı ve uygulanabilirliği konusunda yeterli değerlendirme bulunmamakta, “elde edilen ciroların yeterli olmamasına rağmen geçen süreçte şirketin iyiniyetli davranışlar sergilediği” ifade edilmektedir. Oysaki iflas erteleme kararı verilebilmesi için şirketin iyiniyetli olması yeterli değildir. Ayrıca, sunmuş olduğu iyileştirme projesinin ciddi ve uygulanabilir olması gerekmektedir.”(5)

Sonuç olarak, şirketin iyileştirme projesinin öngördüğü hedeflerin gerçekçi, somut, inandırıcı ve gerçekleştirilebilir olması gerektiği, bu konuda bilirkişilerce hazırlanan raporların sadece bilançonun aktif ve pasif durumunu özetlemesinin yeterli olmadığı, bu konuda dinamik bir analiz yapması gerektiği değerlendirilmiştir.

B- ERTELEME YARGILAMASI

Mahkeme, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, yönetim organının yerine geçmesi ya da yönetim organı kararlarının veya işlemlerinin bir kısmını veya tamamını onaylaması ve ayrıca envanter işlemlerini başlatarak kontrolü altında yürütmesi için derhal, mesleki ve teknik yeterliliğe sahip yeterli sayıda kayyım atar.

Kayyımın görev ve temsil yetkisinin sınırı, iflasın erteleme talebi ve kararı ticaret siciline tescil ettirilir.

Mahkemece, şirket veya kooperatifin malvarlığının korunması ve faaliyetlerinin devamı konusunda gerekli tedbirler alınır. Buna göre, şirket hakkında yapılan veya yapılacak takipler yasaklanabilir, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanamaz, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.

Kayyım, mahkemece uygun görülecek sürelerde, sermaye artırımı ödemelerinin gerçekliği ve bunların kullanım yerlerini de gösterecek şekilde şirket veya kooperatifin faaliyetleri hakkında rapor verir. Şirket veya kooperatif, erteleme yargılaması sırasında ancak bir defaya mahsus olmak üzere revize iyileştirme projesi verebilir.

Mahkeme, projeyi ciddi ve inandırıcı bulur ve şirket veya kooperatifi iflasın ertelenmesine yeterli görürse iflasın ertelenmesine, şirket veya kooperatifin borca batık olmadığını tespit ederse erteleme talebi ile iflas davasının reddine; aksi takdirde şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir (İİK md. 179/a).

C- ERTELEME KARARI VE SONUÇLARI

Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.

Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehiniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir, ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.

İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme atanan kayyımın görevine devam etmesine karar verebileceği gibi aynı niteliklere sahip yeni kayyım da atayabilir. Kayyım, takvim yılının her üç aylık dönem sonu itibarıyla şirketin projeye uygun olarak iyileşme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder. Kayyım ayrıca şirketteki olağanüstü gelişmeleri mahkemeye derhal rapor etmekle yükümlüdür.

Erteleme süresi sonunda, kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan borca batıklığın devam ettiğini tespit eden mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir.

Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan şirketin veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına; şirket veya kooperatifin bu aşamada borca batıklığının ortadan kalktığı sonucuna varırsa, erteleme talebi ile iflas davasının reddine karar verir.

İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece verilen nihai kararlar ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilan edilir (İİK md. 179/b).

IV- İFLASIN ERTELENMESİ KURUMU’NUN 1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU’NUN İLGİLİ MADDESİ KAPSAMINDA İNCELENMESİ

İflasın ertelenmesi konusunda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda, kooperatifin mali durumunun düzeltilmesinin mümkün görülmesi halinde, mahkemenin yönetim kurulunun veya alacaklılardan birinin isteği üzerine, iflasın açılmasını erteleyebileceği ve bu takdirde, mevcutlar defterinin tutulması, yönetim memuru atanması gibi kooperatif varlığının korunmasına ve devamına yarayan tedbirlerin alınacağı belirtilmiştir (KK md. 63).

V- SONUÇ

İflasın ertelenmesi, borca batık durumu gerçekleşen sermaye şirketleri ve kooperatiflerin, mahkemeye sunulan iyileştirme projesi kapsamında, mahkeme tarafından atanacak bir kayyım gözetiminde ve belli bir süre içerisinde, mali durumlarını düzelterek iflastan kurtulmaları için öngörülen hukuki bir müessesedir.

İflasın Ertelenmesi Kurumu’nun temel amacı, mali durumu bozulmuş ve iflası istenmiş bir sermaye şirketi veya kooperatifin, mali durumunun düzelmesi olasılığı bulunuyorsa, gerekli tedbirlerin alınması suretiyle, şirkete toparlanma ve yeniden üretim ve istihdam yaratma imkânı vermektir.

Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz ve başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.

Diğer taraftan, önemli bir konu olarak, Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararname’de, iflasın ertelenmesi konusunda, olağanüstü hal süresince yapılacak tüm başvuruların yasaklandığı ve bu konuda mahkemelere yapılacak başvuruların reddedileceği hususunda düzenlemeler yapıldığı anlaşılmıştır. Yine, 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında, 21.07.2016 tarihinden önce yapılan iflasın ertelenmesi talepleri bu tarihe kadar sonuçlanmamış ise bu taleplere ilişkin olağanüstü hal süresince iflasın ertelenmesi talebi verilemeyecek, varsa bu konuda verilmiş tedbir kararları kaldırılacaktır.

Yazar: Nuray ÇELİK CEYLAN*

Yaklaşım 


*           Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi

(1)         19.06.1932 tarih ve 2128 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

(2)         01.09.2016 tarih ve 29818 sayılı 2. mükerrer Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

(3)         10.05.1969 tarih ve 13195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

(4)         Yrg. 19. HD.’nin, 10.04.2008 tarih ve E. 2007/11210, K. 3682 sayılı Kararı.

(5)         Yrg. 23. HD.’nin, 05.07.2012 tarih ve E. 2012/2359, K. 2012/4683 sayılı Kararı.

E-posta Girişi
E-Mükellef Girişi